HAFTANIN TAKIMI: UTAH JAZZ

DOSYA KONUSU:KOBE BRYANT

YAZAN: BURAK EMİR KILIÇ & EŞREF YİĞİT TONBİL

                                                                    

    Bugün biz basketbolseverler için çok acı bir gün. Tam bir sene önce bugün Kobe Bryant, trajik bir olay sonucunda hayata gözlerini yumdu. Herkes onu maç esnasında yaptıklarıyla bilse bile aslında Kobe, bizlere hırsın, mücadelenin ve asla vazgeçmemenin ne demek olduğunu öğreten, bir nesli basketbol ile tanıştıran ve sevdiren isim. Attığı sayılar, yaptığı asistler bir yana, Kobe’yi Kobe yapan etkenin her zaman iş ahlakı, dünyaya karşı beslediği umut ve herkese rol model olabilecek seviyede ki davranışları olduğunu bizler biliyoruz.



BASKETBOL İLE TANIŞMASI

    Kobe Bryant 23 Ağustos 1978’de dünyaya geldi. Adını, babası Joe Bryant’in Japonya’da çok sevdiği biftekten aldı. Babası da aynı Kobe gibi bir basketbol oyuncusuydu. Bu sayede Kobe, küçük yaşında basketbolla tanışma fırsatını yakaladı. Babasının bulunduğu takımlar sebebiyle sürekli ülke değiştiren Kobe, yazları ABD’ye dönüp basketbola vakit ayırıp kendini geliştiriyordu. Daha sonra babasının emekliliği ile birlikte Kobe, sürekli olarak ülkesi ABD’ye döndü. Lower Merion Lisesinde okuyan Kobe, dikkatleri üzerine çekince, herhangi bir üniversite okumadan direkt olarak 17 yaşında NBA’ye gitme şansını yakaladı. Bu durum daha şimdiden onun efsaneler arasında yer alacağının bir işaretiydi.

KARİYERİNDEKİ İLK YILLAR

    Kobe Bryant 1996 yılında 13.sıradan Charlotte Hornets tarafından seçildi. Draft’ın hemen ardından o dönemin ilgi çeken uzunlarından olan Vlade Divac karşılığında Los Angeles Lakers’ın yolunu tuttu. Oyuncu seçimleri öncesi yapılan antrenmanlarda o dönemim Lakers genel menajeri Jerry West Kobe Bryant’dan oldukça etkilenmiş ve şu sözleri söylemişti “Bryant’ın çalışması bugüne kadar gördüklerimin en iyisiydi.”

     Ligdeki ilk maçına Minnesota Timberwolwes karşısında çıkan Kobe Bryant sadece 6 dakika süre alıp sayı kaydedemeden 1 ribaund ve 1 blok ile oynamıştı. Bu maç ile birlikte Kobe, Jermaine O’Neal tarafından kırılana kadar 18 yıl 2 ay 11 gün ile NBA tarihinde en küçük yaşta forma giyen oyuncusu oldu. Nba’deki ilk sayılarını ise sonraki maçta karşılaştığı New York Knicks’e karşı serbest atıştan bulmuştu. Oldukça özgüvenli olması ve zaman zaman kibirli konuşmalarıyla oldukça dikkat çekiyordu. Günler ilerledikçe hem Kobe’nin oyunu gelişiyordu hem de aldığı süreler artıyordu. Ligdeki 4. Maçında 17 dakika süre alan Kobe 3/8 isabet ile 10 sayı kaydederek kariyende ilk defa çift hanelere ulaşmıştı. 28 Ocak 1997 tarihinde oynanan Dallas Mavericks maçına ilk 5’te başlayan Kobe ilk 5’te başlayan en genç oyuncu olma rekoruna da sahip oldu. Bu maçtan sonra inişli çıkışlı bir şekilde sezona devam eden Kobe kariyer rekorunu ise Golden State Warriors’a karşı attığı 24 sayı ile kırdı. İlk sezonundaki performansı ile Kobe Bryant hem çaylaklar arası yapılan All star maçına hem de smaç yarışmasına çağrıldı. Çaylaklar arasındaki maçta attığı 31 sayı ile özgüveninin altını gittikçe doldurmaya başlamıştı. Fakat asıl süprizi smaç yarışmasında yapmıştı. 2.tur aldığı 49 puan ile rakiplerine fark atarak Tarihin en genç smaç yarışması şampiyonu oldu. Kalan maçlarda ortalama bir performans gösteren Kobe normal sezonu maç başına 15,5 dakika alarak 7,6 sayı ortalaması ile bitirdi. Ayrıca 71 maça çıktı ve bu maçların 5’inde ilk 5 başladı. Sezon sonu ödüllerinde ise Ligin en iyi 2.çaylak takımına girmeyi başardı. Kariyerinin ilk PlayOff kapışmasını ise Portland Trail Blazers’a karşı verdi. Serinin 3.maçında yıldızlaşan Kobe 7/13 isabet ile 22 sayı kaydetmiş fakat mağlubiyete engel olamamıştı. Lakers o seriyi 3-1 kazandı ve konferans yarı finalinde Utah Jazz ile eşleşti. Serinin 3.maçında 19 dakika süre 19 sayı atan Kobe Lakers’a serideki ilk ve tek galibiyeti getiren oyunculardan biri olmuştu. Fakat serinin 5.maçında Skor 87-87 iken sürenin bitmesine 11 saniye kala son şutu kaçırdı ve maç uzatmalara gitti. Uzatmalarda da kritik 2 şuttan faydalanamayan Kobe maçı takımına kazandıramamış ve Utah 4-1’lik skor ile seriden galip ayrılmıştı. O yaz Kobe oldukça sıkı çalışıp yeni sezonda kendini daha fazla göstermeyi hedefliyordu. 

    Yeni sezonun ilk maçında geçen sezon elendikleri Utah Jazz’a karşı oynadı. Bu maçta 33 dakika süre alan Kobe attığı 23 sayı ile sezona oldukça iddialı bir şekilde girdi. Yavaş yavaş artık herkes Kobe’nin adından söz etmeye başlıyordu. O sene normal sezonun 21.maçı olan Chicago karşısında 33 sayı atarak kariyer rekorunu da geliştirmişti. 2.senesinde yine bir tarih yazarak All Star Batı karmasında ilk 5’e seçildi. All star tarihinde en küçük yaşta ilk 5 başlayan isim olmayı başardı. Bununla da yetinmeyip All Star maçında 18 sayı atarak kendi takımının en skorer ismi oldu. Artık dünya’da herkes Kobe Bryant’ı tanıyordu. Ortalama 26 dakika süre alan Kobe 15,4 sayı atarak istatistiklerini de yukarı çekmeyi başarmıştı. Artık Playoff vaktiydi. Lakers 1998 PlayOfflar’ında Batı finaline kadar çıkmayı başardı. Fakat onların şampiyonluk hayallerine suya düşüren takım yine Utah Jazz oldu. Kobe normal sezonu her ne kadar iyi bir şekilde atlatsa da Playofflar da geçen seneki istatistiklerinin çok fazla üstüne koyamadı. 20 dakika süre alan Kobe maç başına sadece 8,7 sayı atabildi.

     Kobe’nin Lakers ilk 5’ine yerleştiği ve yıldız bir oyuncu olduğunu kanıtladığı sezon 3.sezonu. Ligin ilk 5 maçında Double-Double yaparak fırtına gibi bir giriş yaptı. Kobe artık 20 yaşındaydı ve ligde oynanan basketbol hakkında çoğu şeyi öğrenmişti. Kobe bu sezondan itibaren Lakers’ın lideri olmuştu. 21 Mart 2000 yılında oynanan Orlando maçı ile de kariyer rekorunu 38 sayıya çıkardı ve bu 38 sayının 33’ünü sadece ilk yarıda attı. Amerikadaki Lokavt nedeniyle o sezon lig 50 maç oynanmıştı ve Kobe bu 50 maçın 11’inde takımın en skorer ismiydi. 37,9 dakika süre alan Kobe Bryant sezonu da 21,0 sayı, 10,4 ribaund, 2,8 asist ortalamaları ile tamamladı. PlayOfflar’da ise ilk turda Houston Rockets ile eşleşti Lakers. Serinin ilk maçında maçın bitimine 5,3 saniye kala attığı iki kritik serbest atış ile maçı takımına getirdi Kobe. İkinci turda rakip San Antonio idi bu seride Kobe 21,3 sayı ortalaması tutturmasına rağmen 4-0’lık hezimete engel olamadı.

    Lakers’ta geçirdiği 3 sezonun ardından Kobe Bryant artık herkes tarafından bir süperstar olarak kabul ediliyordu. Oyunundaki gelişimi, artık takımdaki herkes tarafından lider olarak kabul edilmesi, dakikalarının ve sayı ortalamalarının artması efsane kariyerin sadece bir başlangıcıydı.


DEV BİR KARİYER(KARİYER ÖZETİ)



    1999-2000 yıllarında Kobe’nin kendisi de oyunu da olgunlaşmaya ve üst seviyeye gelmeye başlamıştı. Kendisi sınıf atladığı gibi takımına da sınıf atlatmıştı. Shaq ve Kobe ikilisi başta olmak üzere Lakers durdurulamıyordu. Kobe her ne kadar Shaq’in sürekli olarak top kullanmasından yakınsa da bu düşüncelerini asla medyaya direkt olarak söyleyip kimyayı bozmuyordu. O sezonda Kobe, aynı zamanda yılın en iyi savunma beşine seçildi. Bu da Kobe’nin ne kadar çift yönlü bir oyuncu olduğunun kanıtı olmuş oldu. Portland ve Sacramento gibi güçlü rakiplerini harika performansları ile alaşağı eden Kobe, Lakers’ı 9 yıl sonra NBA finallerine taşımayı başardı. Finalde rakip Indiana’ydı. İlk maç rahat bir farkla kazanıldı ancak 2.maçta Kobe sakatlandı ve bunun sonucunda 3. maçı da kaçırdı. Öyle ya da böyle seri 6. maça kadar uzadı. Bu maçta Kobe 4’ü son 13 saniyede olmak üzere son periyotta 13 sayı kaydetti. Maçı da 26 sayı 10 ribaund ve 4 asistle tamamladı. Daha genç yaşında ilk NBA şampiyonluğuna ulaşmış oldu.

    2000-2001 sezonunda ise Shaq ve Kobe sezon boyunca sürekli olarak atıştı. Kobe artık Shaq’in bütün topları kullanmasından bıktığını medyaya açık açık söyledi. Shaq’ta bu eleştirilere cevap verdi. Ne olursa olsun Kobe ve Lakers harika bir sezon oynadılar ve Kobe sayı krallığında 4. sırayı aldı. Playofflarda sırasıyla Portland, Sacramento ve San Antonio’yu yenilgisiz bir şekilde geçtiler ve finalde Philadelphia ile eşleştiler. Bu seride ise ilk maçı şaşırtıcı şekilde Philadlephia kazandı ancak Kobe ve Shaq bu maçtan sonra üst üste 4 maç kazanarak seriyi de 4-1 kazandılar. Lakers ve Kobe 2. kez üst üste şampiyonluk yaşadı ancak finaller MVP’si gene Shaq seçildi.

    2001-2002 sezonunda ise Shaq ve Kobe geçen sezonki atışmalarının üzerine birbirlerini desteklemeye ve sahip çıkmaya başladılar. Takım her zamankinden de daha iyi gözüküyordu. Kobe ise belki de kariyer sezonunu geçirdi. O sezon %46.9 ile şut attı, en iyi beşe seçildi, en iyi savunma beşine seçildi ve son olarak ise All Star’a seçilerek ne kadar harika bir oyuncu olduğunu ispatladı. Bu sezonun sonunda da finalde New Jersey Nets’i eleyerek şampiyon olan yine Lakers oldu ve üç kez üst üste şampiyon olmayı başardılar. Final MVP’si tekrardan Shaq seçildi.

    Shaq ayrıldıktan birkaç sezon sonra yani tarihler 22 Ocak 2006’yı gösterdiğinde Kobe modern NBA’de inanılması çok güç bir şeyi başardı. Toronto Raptors’a karşı oynanan maçta tam tamına 81 sayı attı ve bir NBA maçında en çok sayı atan ikinci kişi ünvanını aldı.

    6 Mayıs 2008’de ise kariyerinin ilk MVP’liğini kazandı. Ve bu konu hakkındakı düşüncesini şu cümleler ile ifade etti.

“Bugün benim için güzel özel bir gün. Burada bulunmaktan ötürü son derece onur duyuyorum. Bu sadece bana değil aynı zamanda takımıma verilmiş bir ödül. Bunu ekip olarak hak ettik. Takım arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır.”

Ancak bu sezonda Boston Celtics’e karşı finalde kaybettiler ve Kobe MVP olduğu seneyi şampiyon tamamlayamadı.

    Aradan iki sene geçmişti. 2010 sezonunda aradan ne kadar zaman geçmiş olsa da Lakers hala iddaalı bir takım olmayı sürdürüyordu. Bu sezonun finalinde ise 2008’de eşleştikleri Boston Celtics ile tekrardan eşleşmişlerdi. Kobe için intikam vakti geçmişti. Harika ötesi geçen bir seri sonucu Lakers seriyi 4-3 kazanmayı başardı ve Kobe bir kez daha şampiyonluğa ulaştı. 
Kariyerinde toplam 5 tane yüzük kazanan Kobe artık yaşının ilerlediğinin ve yaşadığı sakatlıkların oyununu etkilediğinin farkındaydı. Emeklilik Kobe için ne kadar uzaktaydı?


“İstiyorsan çalışırsın. Çalışırsan gelişirsin. Gelişirsen hırslanırsın. Hırslanırsan kazanırsın. Kazanırsan, kazanırsın!”


EMEKLİLİK

13 Nisan 2016 Kobe Bryant’ın basketbola veda ettiği gün. Çıktığı son maç olan Utah Jazz maçında attığı 60 sayı ile Black Mamba adına yakışır bir şekilde veda etti. Aslında Kobe 2013 yılında oynadığı Gsw maçında ruhen basketbola veda etmişti. Aşil tendonunu kopartmıştı o maç. Sporseverler bilir aşil tendonu sakatlığının ağırlığını. Bu sakatlığı yaşayan sporcular sahadan sedyeyle acı içinde çıkarlarken Kobe o acıyı takmayıp seke seke serbest atış çizgisine gelmiş ve çizgiden 2/2 ile ayrılmıştı. Maçta yaşadığı bu durum Kobe’nin hırsının, neden bir efsane olduğunun özetiydi adeta. Kobe o maçtan sonra parkelerden 9 ay uzak kaldı çoğu kesim tarafından bir daha basketbola dönemez deniyordu ama Kobe’nin kişiliğini, hırsını bilen herkes Kobe’nin bu kadar kolay bir şekilde pes etmeyeceğini biliyordu. Öyle de oldu Kobe sonraki Sezon geri döndü. Nike Kobe’nin geri dönüşü üzerine çektiği reklam filminde Kobe hakkında şu sözleri kullanmıştı:
"Eğer hiç ayağa kalkmasaydı bile, yine de “Kahraman” olarak çağrılacaktı.
Eğer parkeye tekrar geri dönmeseydi bile, yine de “Hall Of Fame” olacaktı.
Ve eğer sakat sakat o serbest atışları atmasaydı bile, yine de basketbol tarihine geçecekti.
Ve eğer bugün parkeye geri dönmeseydi bile, yine de efsane olarak yaşayacaktı.”

Eskisi kadar rahat değildi parkede belki ama hala o kazanma hırsıyla kendini oyunda tutuyordu. 9 ay basketbol oynamayan ve aşil sakatlığı yaşayan birine göre de oldukça iyi döndü aslında oynadığı 35 maçta 22,3 sayı ortalaması tutturarak takımı yukarı çekmeye çalıştı fakat o sezon da bir omuz sakatlığı yaşayarak sezonu kapattı. Artık Kobe de farkındaydı vücudunun basketbolu kaldıramadığını ve önümüzdeki sezonun Black Mamba için son sezon olacağını herkese duyurdu. Son sezonunda 66 maça çıkan Kobe 28,2 dakika süre alıp17.6 sayı ortalaması tutturarak basketbola veda etti. Son maçının ardından yaptığı veda konuşmasından bazı kesitleri buraya bırakıyorum:
“Ama bu akşam maça çıktım, kendimi zorladım ve yapabileceğim şovun en iyisini yaptım. Son kez de olsa bunları yapabildiğimi görmek gerçekten çok güzel oldu.”
“Bu süreçte en önemli şey, hep beraber olmamızdı. Her zaman kalbimde olacaksınız ve hepinize minnettarım. Tüm kalbimle teşekkür ediyorum”
“20 yıldır herkes bana ‘Pas ver’ diye bağırdı. Ama bu akşam bütün takım arkadaşlarım top bendeyken ‘Sakın pas verme’ dedi. Hepsine Çok teşekkür ederim. Onların sayesinde çok güzel bir vedaya imza atmış oldum.”
Bu konuşmalarından ardın bazı efsane isimlerde Kobe için birkaç cümle söyledi onları da bırakıyorum:

Magic Johnson: “Burada 20 yılın harika oyuncusunu kutluyoruz. O, 20 yıldır mükemmeldi. Hiçbir maçta hile yapmadı, taraftarlarını hiç kandırmadı. Sakat olmasına rağmen oynadı ve sağlık durumu daha da kötüleşti. Bunlar sayesinde 5 şampiyonluk yaşadı.”

Lebron James: “Michael Jordan’ı geçerek tüm zamanların en skorer 3.oyuncusu olması, inanılmaz bir başarı. Tarih yazmaya devam et kardeşim.”



BASKETBOL DIŞINDA KOBE BRYANT

    Kobe Bryant basketbol dışında da hayatta birçok şeyi başardı. Çok sevdiği bir ailesi vardı. Kobe ve eşi Vanessa tanıştıktan tam 6 ay sonra evlendiler ve bu evlilikten dört çocuk sahibi oldular. Kobe basketbola ve yoğun çalışma koşullarına karşın hiçbir zaman ailesini ihmal etmiyor ve onlara sahip çıkıyordu. Hayranlarıyla çok iyi ilişki kuran Kobe, kariyeri boyunca herkesin gönlünü yapmaya çaba gösterdi. Bunun dışında Kobe, 2018 Oscar Töreninde en iyi kısa animasyon filmi ödülünü “Dear Basketball” yapımı ile kazandı.

 
       “Hayat çok kısa, kin tutmak mı? Bence bu hiç mantıklı değil.”


KOBE BENİM İÇİN NE İFADE EDİYOR? (Burak)

Kobe Bryant basketbol takip eden etmeyen herkesin duyduğu ve ne kadar iyi olduğunu bildiği bir isim. Ben basketbol takip etmeye başlamadan önce de Kobe Bryant’ın adını duymuştum. Her ne kadar en iyi dönemini canlı olarak izleme fırsatına erişememiş olsam bile, güncel olarak kariyerinin son 3-4 yılını takip etme fırsatını buldum ve bu bile benim için oldukça yeterliydi. Kobe çoğu insan gibi banada hedef ve hayallerimin peşinden koşmam gerektiğini ne olursa olsun vazgeçmemeyi öğretti. Hala onun basketbol videolarını izliyorum ve izlemeye devam edeceğim.


 KOBE BENİM İÇİN NE İFADE EDİYOR? (EŞREF)

Benim basketbolla ilk ilgilenmeye başladığın dönemlerde ilgimi en çok çeken oyunculardan biriydi Kobe. Sahadaki duruşu, asla pes etmemesi ve hırsını çok net bir şekilde yansıtıyordu ekrana.  Ayrıca saha dışındaki davranışlarıyla da oldukça sempatik geliyordu. İlk aldığım basketbol formasının arkasında “BRYANT” yazması da benim bu adamı araştırıp sevmeme neden oldu. Kobe diyince benim aklıma direk olarak o meşhur sakatlandığı GSW maçı gelir. O bacağıyla ağlayarak sahayı terk etmesi gerekirken gelip o serbest atışları sayıya çevirmesi beni hala şok eden bir olay. Bu adam hırsın, azmin ve pes etmemenin vücut bulmuş haliydi ben Kobe’yi izledikçe bu özellikleri daha çok benimsiyordum. Bu adam bu özellikleri herkese ilham vermesi için bir mentaliteye çevirdi “Mamba Mentalitesi”. Herhangi bir Nba Oyuncusundan tutun bir rock grubu solistine kadar herkes bu mentaliteyi özümsüyor. Bir basketbolcu olarak görülebilir ama Kobe Bryant hemen hemen herkese ilham veren bir adamdı.


  
    Öyle ya da böyle bir Kobe Bryant hayatlarımızdan geçti. Bizde EndLine ekibi olarak ölüm yıldönümünde Kobe’ye özel bir yazı yazmak istedik. Umarım okuduğunuza değmiştir ve çok az bile olsa sizlere bu efsane adamı tanıtma ve aşılama fırsatına sahip olmuşuzdur. Okuduğunuz için çok teşekkür ederiz. Görüşmek üzere. MAMBA OUT.
  









Yorumlar

  1. Bir finali onsuz izlemek bu kadar kötü hissettiremezdi

    YanıtlaSil
  2. 😔 huzur içinde yatsın. Gerçekten başta ailesi olmak üzere tüm sevenleri için de çok üzücü bir durum. Hele ki onun gibi ani beklenmedik ölümlerde.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder